Avrupa Şampiyonası İlk Maçlar Sonrası

2008 Avrupa şampiyonasından sonra tekrar 2 ev sahipli bir şampiyona başladı. Ancak ev sahiplerinin futbol açısından Almanya, Fransa vb takımlara nazaran daha zayıf olduğunu söyleyebilir bundan dolayı bu iki ev sahibininin kuralarda ilk torbaya alınmasının sonucu çok dengesiz gruplar oluşmuş durumda. A grubunda güçleri hemen hemen bir birine yakın ancak kupa'yı kazanma ihitimali neredeyse çok az olan takımlar varken. B grubunda kupayı kazanmaya aday akımların çoğu sıralanmış durumda,bu da zaman zaman futbolun kalitesini düşürmekte UEFA iki ev sahibi olan turnuvalarda, iki ev sahibini, de ilk torbaya koyma geleneğini değiştirmeli.

Oynanan 8 maçın tamamında gol olması futbol severler için sevindirici bir durum. Polonya-Yunanistan arasında oynanan ilk maçta, polonya'nın ilk yarıda özellikle ilk 20 dakika içerisinde Lewandowski ile girdiği pozisyonlara göre daha farklı bir sonuç olması gerekirdi. Bunda Yunanistan'ın defansta yapmış olduğu ciddi hatalar hücumda etkisiz olmaları ve topu ileriye taşıyamaması etkili oldu ve İkinci yarıya başlarken Yunanistan'ın. İlk Yarının 44. dakikasında 10 kişi kalmsınıda eklersek her şey polonya'nın lehine işliyordu. 10 kişi kalan Yunanistan'ın 50. dakikada beklenmedik bir şekilde bereberliği yakalaması, 67. dakikada polonyanın kalecisi Wojciech Szczesny'nin penaltı yaparak kırmız kart görmesi sonucu, sonucu öne geçme şansını tepmiş oldular.Bu dakikadan sonra 10 kişi oynayan iki takım daha kontrollü bir oyun sergilemeye başladı iki takım, için ciddi gol pozisyonları olmadı ve maç 1-1'lik beraberlikle sona erdi.

2008 avrupa şampiyonasın yarı finalisti Rusya(ağırlıklı olarak zenithli oyunculardan oluşan 11'i ile)aynı turnuvada milli takımımıza(daha doğrusu nihat kahveciye)yenilerek grup aşamasında,elenen çek cumhuriyetini, 4-1 gibi çarpıcı bir skorla yenmeyi başardı. Maça ruslara göre daha baskılı başlayan çekler, Her ne kadar latinler, ya da ispanyollar kadar kıvrak bileklere sahip olmaslarda güçlü fizikleri ve çeklerin defans zaafları topu ileriye çok iyi ve hızlı bir şekilde taşımaları 24.dakikada skoru 2-0 yapıp attıkları gollerden daha kolay pozisyonları cömert bir şekilde harcamaktan çekinmediler.
2. yarıya golle başlayan çekler maçın devamında kondüsyonsuz baros'un ve zayıf ataklarının sonucunda beraberlik golünü bulamadılar. Ruslar yapmış oldukları girmiş oldukları pozisyonları kısmen Cech'in kurtarışları ve kendi cömertlikleri sayesinde gole çeviremediler. Ancak 79 ve 82.dakikalarda Maça sonradadan giren Pavlyuchenko'nun1 gol ve 1 asisti ile  golleri ile maçı da 4-1 kazandılar. Çekler karşısında 4 gol birden bulan Ruslar,çok büyük ihtimalle gruptan çıkacaklar ancak çeyrek finalde karşılackları rakipler ölüm grubu olan B grubundan geleceği için çeyrek finalden ötesini görmeleri zor olsada tekrar bir sürpriz yapabilirler.

Ölüm grubu olarak adlandırılan ve Fifa sıralamasın ilk 10 takımından 4'ünün olduğu B grubunda, Grubun hatta şampiyonanın ilk sürprizi gerçekleşti ve Danimarka 90 dakika boyunca baskılı oynayan gole kadar en az 3 net pozisyon bulan ve geriye düşmelerine rağmen Van Persis ile girdikleri pozisyonları değerlendiremeyen Portakalları 1-0 yenerek herkesi şok etmeyi başardı. Inter teknik direktörüyken Hector Cuper için kullanılan belkide o bir kaç yıla damgasını vuran cuper ile sonuna kadar değil finale kadar sözünü(1999-2000,2000-2001 yıllarında Valencia ile, 2 tane şampiyonlar ligi finali kaybetti,Inter teknik direktörü iken son hafta lazio'ya 4-2 yenilerek italya igini Roma'ya kaybetti) Robben için kullanmak zorunday hissetim son 2010 ve 2012 yılı şampiyonlar ligi finalini kaybeden bayern münich takımınıın oyuncusu bu yılki kupanın kaçırılmasında,kaçırdıkları ve uzatmalarda kaçırdığı penaltı ciddi bir şekilde sebep olmuştur. 2010 dünya kupası finalinde ise kaçırdığo net pozisyonlar  ile saç baş yoldurmuş ve dünya kupasını kaçırmışlardır. Danimarka maçında klasik bir şekilde topu direkten dönen, pozisyonları değerlendiremeyen robben çok yetenekli bir oyuncu ancak oyandığı her maç ve takıma kendi şanssızlığını bereberinde götüren robben, Hollada'nın avrupa şampiyonsı için yapmış olduğu ilk yanlış robbeni ukraynaya götürmek. Robben şansıızlığı devam ederse bu turnuvayıda kupasız kapatabilirler.

Türkiye'ye hazırlık maçında 3-1 yenidikyen sonra Almanya karşısındaında hezimete uğramasını beklediğimiz Portekiz ,Almanya karşısında beklenildiğinden daha iyi oynadı ve hatta 2 topları bile direkten dödü özellikle pepenin şıtında ben dahil bütün alman taraftrarların kalbinin bir kaç saniye durduunu tahmin edebiliyorum. Maç boyunca her zamaki coşkulu oyunundan uzak olan panzerler, maçın 73. dakikasında Khediranın ortasında   Mario Gomez'in goluyle 1-0 öne geçti. Bu dakikadan sonra oyunun kontrolunu daha fazla elinde tutan portekizmaçı kazanmak almanların kalesine yüklenip,nani'nin şut orta karışı direkten döndü ve ve ronaldonun sert şutu Avrupanın en iyi 23 kalecisinden biri olan neure'in ellerinde eridi oyun disiplininden taviz vermeye almanlar maçı kazanarak 3 puanı almasını bildi. Sakatlıktan yeni çıkan Bastian ve beklenmedik bir şekilde formsuz görünen müller, sürekli gerekli gereksiz şut çeken lahm, Alman miili takımının eksileriydi, ayrıca sakatlıktan yeni çıkmış formsuz ve ömaç eksiği bulunan bastian yerine Mario Götze ya da Toni Krossoynatılabilirdi.Mesut ve Badstuber'in performansları herkes tarafından beğenildi.

Son Avrupa ve dünya  kupası şampiyonu İspanya favori olarak forvetsiz çıktığı maçta gizli forveti fabregas'ın golü ile 1 puan aldı. İtalya karşısında italyanlar'ın dirençli oyunu ve Torres'in buffonla 86. dakikada karşı karşıya pozisyonunu değerlendirememwesi sonucu 1 puana razı oldu. Aslında her ne kadar bahis şirketleri tarafından en büyük favori olarak gösterilse de, ispanyol oyuncular doyum noktasına ulaşmış durumda. Aynı kadro iki büyük kupanın son sahibi bu'da futbolcularda ister istemez bir motivasyon kaybına neden oluyor. Boğalar her nekadar tam kadro gelseler de bu 2012'nin İspanyolların olamaycağını söyleyebilirim. 2006 dünya kupasının beklenmedik şampiyonu İtalya Euro 2008'e çeyrek finalde,2010 dünya kupasına ilk turda veda etmiş ve bu turnuvada kendini tekrar ispat etmek için bir şans. İspanya karşısında dirençli bir oyun sergileyip öne de geçtiler,Ancak golden oyunu ispanya domine etmeye başladı ve italyanlar bu arada bir kaç pozisyon buldular ancak İspanyolların atakları kadar etkili değildi. Güçlü ve teknik takımlara karşı pek bir varlık gösteremeyeceğini düşünüyorum. Grupta çıksalar ile devamını gelmesi bana göre zayıf bir ihitimal.

İtalyan teknik adam trapattoni önderliğinde ki irlanda,bana göre avrupa şampiyonasının zayıf takımlarından. İrlandalıların özellikle, hücüm yönü zayıf durumda.hırvatlar karşısında attıkları gol dışında ciddi bir pozisyonları yoktu. Uzun bir aradan sonra bir şampiyonada boy gösteren irlandalılar içinpek de iyi bir turnuva olacağa benzemiyor.
2008 Avrupa şampiyonasının favorilerinden Hırvatistan 2010 dünyan kupasını pas geçsede Avrupa şampiyonasında İliç yönetiminde kaldıkları yerden devam ediyorlar  .İrlanda karşısında biribirinden ilginç 3 gol bulan hıvatlar'ın attıkları 2. gol bayağı konuşulmaya devam edeceğe benziyor. Her ne kadar kimi otoriteler tarafından topun defanstan geldiği ve bu nedenlede ofsayt olmayacağı söylensede gol 2012'ye damgasını vurdu.Hırvatlar iliç yönetiminde keyif veren futbollarına devam ediyorlar ve bana göre göre en az italya ve ispanya kadar gruptan çıkma şansları var.

Çok konuşulan 2.gol

1966 dünya kupası dışında hiç bir turnuvada kupa kaldıramayan ingiltere, futbolu ile de giderek geriye gitmeye başladı.Fransa karşısnda gol dışında ve golden önce milner'ın boş kaleye atamadığı pozisyon dışında hiç pozisyonu olamayan, oyunu kendi sahasında kabul eden,anadolu takımlarının 3 büyüklere karşı oynadığı gibi 8-9 kişi defans yapan, güçlü fizikleri olmasına karşın, topu ayaklarında fazla tutamayan mazide kalmış bir ingiltere vardı sahada.
Fransa, maç boyunca İngiltere'ye göre üstün oyana'yan, ayağa paslarla rakip kaleye gitmeye çalışan  ve neredeyse oyunun kontrolünü elinde tutan taraftı.Ancak fransızlar, ceza sahası içerisinde etkili olamadılar. Bu konuda İngiltere'nin bütün oyuncularıyla defans yapmasının etkisi olduğu aşikar. Yinede kağıt üzerinde bakıldığında iyi bir kadroya sahip fransa'da hücümcularında etkili ve daha becerikli davranak ingiltere defansını açmalarını beklerdim. Hücum oyucularından bahsetmişken Benzema'nın daha etkili olması gerekirdi. Benzemanın maç içerisinde 2-3 şutu ve bir kaç iyi hareket dışında pek bir varlığı yotu ancak 80. dakikada ceza sahasının sağından çektiği şut defansa çarpmasa belkide çok güzel bir gol izleyebilirdik. Ayrıca Ukrayna -İsveç maçını izledikten sonra İngiltere ve Fransa bu gruptan çıkamazsa hiç kimseyi şaşırtmamalı.

Benzema ve Ribery İngiltere defansını aşmaya çalışırken

Ukrayna-İsveç maçı 8 karşılaşma içerisinde en keyif aldığım maçtı. Maçtan önce isveç'in Ukrayna'yı rahat bir şekilde mağlup edeceğini düşünürken, karşıma diri, ayakta kalıp mücadele eden, hızlı bir şekilde ataklara çıkan(Ukrayna beraberlik golünü bu hızlı atağında buldu), sahanın her yerinde basan bir Ukrayna vardı ve avrupa'nın gelmiş gemiş en iyi forvetlerinde shevchenkho vardı.

Chelseaden ayrıldıktan sonra Dinamo Kiev'e giden sheva 35 yaşında olmasına karşın golcülüğünden bir şey kaybetmediğini attığı 2 golle tekrar ispatladı ve Avrupa şampiyonasında gol atan en yaşlı oyuncu oldu. İyi bir sheva'yı izlemek her zaman ki gibi yine çok keyifliydi. Yaşlı kurta Ukrayna takımı da ayka uydurabilirlerse ilk defa katıldıkları Avrupa şampiyonasına damgalarını vurabilirler.

İbrahimovic ile etkili olmaya çalışan isveç etkili pozisyonlar buldu. Ibra'nın ilk yarının sonlarına doğru bir kafa şutuda direğe çarparak dışarıya çıktı. İkinci yarıda çok şık bir pasla ibra'nın ayağından golü bulan isveç gol sevincini ancak bir kaç dakika yaşayabildi. İbra'nın bir şutu Ukrayna kalecisi tarafından durdurulurken,Elmander maçın son dakikalarında çok net bir fırsatı değerlendiremedi. İki takımın'da çok iyi mücadele ettiği maçta, Ukrayna genel olarak daha iyi bir görüntü çizdi. Ancak maçın 70. dakikasından sonra isveç oyunun kontrolünü ele geçiripi ukrayna kalesinde ciddi pozisyonlar bulmasın rağmen beraberlik golünü bulmadı. İki takımda bugünkü oyunuyla gruptan çıkabilme adına iyi sinyaller verdi. (Bir de İsveç'in İngilizlerin belalısı olduğunu düşünürsek...)